Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dolunayda yaban avı kafilesi yola çıkarken, genellikle kaybolmuş ve mutsuz ruhlar üzerinde hak talep ettikleri, yıkıp geçtikleri yollar boyunca onları tatlı dille peşlerinden sürükledikleri uzun zamandır bilinen bir şeymiş. Çoğu kez, bu zavallı ruhlardan bir daha hiç haber alınmazmiş. Sarhoşlar meyhaneden eve dinerken yolda kaybolurmuş. O hafta
Tanrıça İnanna, Gilgameş'e daha Huluppu ağacını kestirdiği zaman göz koymuş­tu. Fakat o sıralarda Tanrıça'nın bir sevgilisi vardı. B ir gün her nedense ona kızmış ve ondan ayrılmıştı. Gilgameş'i, canavarı öl­dürüp elini yıkadıktan ve kendisine eski düzeni verdikten sonra ilk gören Tanrıça İnanna oldu. Çok yakışıklıydı.
Reklam
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
_Aşk bir Sanat'tır. Aşkın yaşı yok, tadı vardır. Bu da yaşamın tadını aşkla çıkarmayı bilenlerin işidir. _Bir tek kadına bağlanın demek istemem. Tanrı korusun, olmaz bir kadınla mutluluk. Aldatın, yalnız iyi becerin gönül çalmayı. Karda gez izin görünmesin. _Ey erkekler! Dikkatle dinleyin beni ve destek verin. İlkin şuna inanın bütün
Türklük IRKIMIN TÜRKÜSÜ Türk Ocağına Biz Oğuzlar soyu olan Türkleriz; İlk ateşi parlatan,
Reklam
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
Masallardaki ormanın, denizin, kurdun ya da büyükannenin ilkin ve gerçek anlamda orman, deniz, kurt ve büyükanne oldukları, ama tabii ki kendileri olmalarının yanında bir de sembol olduklarını doğrular. Yadsınmaz bir gerçektir bu. Orman 'görünmez olanı', 'öte dünyayı', 'geçmişi' betimleyen bir sembol kelimedir. Saçlarına güzel güller takan, saçlarından hoş kokulu ve altından çiçekler tarayan kız için gerçekçi masal yorumlayıcıları ve de şüpheci bilim adamları bile, güzel çiçeklerin kızın güzel ruhunu, güzel huyunu ve ahlakını dile getirdiğini söyleyeceklerdir. Prens ve prenses, prens ve mutfakçı, prenses ve avcı genç arasındaki ilişki sadece sevenler arasındaki karşılıklı ilişkiyi değil, derinlikli bakıldığında ruh ve tin, akıl ve duygu, güç ve sevgi; kozmik anlamda güneş ile yeryüzü, ilkbahar ve tabiatın karşılanmasını andırır.
Vera ile ilgili bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim. 1961'de Bakü'ye gitmek için Moskova'da Nâzım'ın evine geldim. Yol param olmadığı için Nâzım'dan 50 ruble para istedim. Nâzım'ın bütün parası Vera'da olduğundan, para almak üzere evin diğer odasında bizi sürekli dinleyen Vera'nın yanına gitti. Ve uzun süre
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.